SAYFALAR

24 Temmuz 2015 Cuma

DİREKSİYONDA BEN VARIM!

        Hayatımızı,bir yolculuk örneği.Şu an yolda gidiyoruz ama yolun ne zaman biteceğini bilmiyoruz.Bilmediğimiz bir durum var şu anda arabanın direksiyonun da kim var? Direksiyon da biz mi varız yoksa tanıdık veya tanımadık bissürü insan mı var? Belki ben varım diyorsunuz ama şu an kafanızda milyonlarca ses var o seslerin çoğu size ait değil.Belki ailen,belki arkadaşın,belki öğretmenin ya da ünlü bir filozof koydu onları.Yolculuğumuzun güzel gitmesi için önce direksiyondaki insanları kaldırarak direksiyona bizim geçmemiz gerekiyor.

      Yolculuk anında size eşlik edenler olacak fakat direksiyona izin geçmesine izin vermeden yolculuğunuza devam edin,eğer direksiyon hakimiyetini almak isterse araçtan indirin ve yola devam edin.Her daim direksiyonda siz olun,direksiyonu sakın yol arkadaşlarınıza bırakmayın.Çünkü bu sizin yolculuğunuz.Bu örnekler hayatta nelerin yanlış,nelerin doğru olduğunu dair yanlış yönlerdirmelere karşı örnekler.Kimin için doğru,kimin için yanlış olduğunu düşünmeden,akan giden zaman da bu doğruların ya da yanlışların hala geçerli olup olmadığını,en önemlisi de bizim için ne kadar doğru ne kadar yanlış olduğunu sorgulamadan kabul ettik bunları.
      Hayat,durgun bir su değil,gürül gürül akan bir ırmaktır.Bu değişen yaşama nasıl uyum sağlayacağımızı,yaşananlara nasıl ayak uydurabileceğimizi sadece biz bilebiliriz,başkaları değil.Bu durum bir Zen hikayesinde özetlenmiş onu sizinle paylaşmak istiyorum;



Birbirine rakip iki rahip varmış. Bu rahiplerin de birer öğrencisi varmış. Öğrenciler bir gün yolda karşılaşmışlar. Biri diğerine sormuş: “Nereye gidiyorsun?”
Diğeri yanıtlamış: “Rüzgâr beni nereye götürürse.”
Soran öğrenci utanmış, bozulmuş ve verecek bir yanıt bulamamış. Ustasına gitmiş ve olanları anlatmış: “Ona nereye gidiyorsun diye sordum. Basit, resmi bir soru. Onun tıpkı benim gibi pazara gittiğini biliyordum. Ama o bana, ‘rüzgar beni nereye götürürse’ dedi. Altta kaldım, ne cevap vereceğimi bilemedim.”
Usta cevaplamış: “Yarın aynı yerde dur. O geldiği zaman, ‘Nereye gidiyorsun?’ diye sor. Sana, ‘Rüzgâr beni nereye götürürse.’ diyecek. O zaman senin de biraz daha felsefi olman gerekir. Yani, ‘Ayakların yok mu?’ dersin. Çünkü ruh bedensizdir ve rüzgar ruhu hiçbir yere götüremez. Buna ne dersin?” demiş.
Öğrenci tamamen hazır olmak istiyordu. Bütün gece mizanseni kafasında tekrarladı. Ertesi sabah erkenden oraya gitti ve o noktada beklemeye başladı. Diğer çocuk tam vaktinde geldi. Çok mutluydu. Şimdi ona gerçek felsefenin ne olduğunu gösterecekti: “Nereye gidiyorsun?” diye sordu ve bekledi.
Ancak diğer öğrenci: “Pazardan taze sebze alacağım” dedi.

Hayat böyledir.

"Başkalarının senin hakkında ne düşündükleri konusunda endişe duyduğun sürece,onlar senin sahibindir"- WALSCH




Hiç yorum yok:
Write yorum